Derviş
İsmini “Derviş” koymuştum. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin bahçesinde sessiz, düşünceli, kendi halinde oturuyordu. Kimseyi umursamaz, etrafında olup bitene ilgisiz bir hali vardı, tabi beni de fotoğrafını çekerken farketmedi, ya da umursamadı.
O anla ilgili hiçbir şey değişmesin istersiniz ya bazen, işte bu yüzden ona yaklaşmadım, yani hiç tanışmadık. Ayrılırken “mutludur değil mi?” diye geçirdiğimi hatırlıyorum içimden, herşeye rağmen mutluydu işte… öyle.